Haç ve Umre, hayatınız boyunca unutamayacağınız manevi bir yolculuktur. Biz, bu kutsal yolculuğunuzu en iyi şekilde organize etmek için buradayız. Deneyimli ekibimizle, ibadetinizi huzur ve güven içinde gerçekleştirmenizi sağlıyoruz.
Âlemlere Rahmet Olarak Gönderilen Peygamberimizin Doğduğu Mübarek Mekân
Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v), miladi takvime göre 571 yılı Nisan ayının 20’sine denk gelen, Rabîü’l-Evvel ayının 12’nci Pazartesi gecesi, tan yeri ağarırken Mekke’de dünyaya teşrif etti. Doğduğu ev, bugün Safâ ve Merve tepeleri arasındaki sa’y alanının tam karşısında, Mina ve Aziziye’ye giden tünelin girişine yakın bir konumda yer alıyor. Günümüzde bu ev, 1959 yılından beri Mekke Kütüphanesi olarak hizmet vermektedir.
Peygamber Efendimiz’in doğduğu ev, Ebû Tâlib Mahallesi’nde bulunuyordu. İlk olarak büyük dedesi Hâşim bin Abdümenâf’a ait olan bu ev, onun vefatından sonra oğlu Abdülmuttalib’e, ardından da Hz. Abdullah’a miras kaldı. Babası Abdullah’ın vefatı sonrası ev, doğrudan Peygamber Efendimiz’e geçti.
Efendimiz (s.a.v), hicret esnasında bu mübarek evi, Hz. Ali’nin kardeşi Akil bin Ebî Tâlib’e teslim etti. Medine’ye hicret ettikten sonra bu evle ilgili herhangi bir hak talep etmedi ve Mekke’ye dönüşlerinde de bu evi kullanmadı.
Akil’in torunları, evi Haccâc’ın kardeşi Muhammed bin Yusuf es-Sekafî’ye sattılar. Muhammed bin Yusuf bu evi Beyza adındaki malikânesine dahil etti. Daha sonra, Abbâsî halifesi Harun Reşid’in hanımı Zübeyde Hatun bu mübarek mekânı satın alarak mescide dönüştürdü. Böylece “Mevlid-i Nebi” yani “Peygamberimizin doğduğu yer” olarak ün
Kanuni Sultan Süleyman döneminde (1557) mescit yeniden inşa edildi. Bu mescidin içinde, Hz. Peygamber’in doğduğu nokta olduğuna inanılan boş bir kubbe bulunuyordu. Suud yönetiminin idaresine geçtikten sonra ise mescit bugünkü sade hâline dönüştürüldü ve kütüphane olarak kullanılmaya başlandı.
Mescid-i Haram’ın genişletilmesi sırasında, diğer pek çok mübarek hane gibi bu evin çevresindeki yapılar da ya yıkıldı ya da çarşı ve yollara dahil edildi. Ancak Rasûlullah’ın doğduğu bu mübarek mekân hâlâ ayakta ve ziyaret edilebiliyor. Bu kutsal yeri ziyaret edip Efendimiz’e salât ve selam getirmek, inananlar için büyük bir rahmet ve şefaate vesiledir.
Peygamber Efendimiz, henüz altı yaşında iken annesi Hz. Âmine’yi kaybetti. Bundan sonra dedesi Abdülmuttalib’in himayesine geçti. Sekiz yaşında dedesini de kaybedince, amcası Ebû Tâlib’in yanında kalmaya başladı. Hz. Hatice ile evlendikten sonra, Ebû Tâlib’in evinden eşinin evine taşındı.
Ebû Tâlib’in evi, Hz. Peygamber’in doğduğu ev ile Ebu Kubeys Tepesi arasında yer alıyordu. Hz. Ali de bu evde dünyaya gelmişti. Bir dönem hatırasına bir mescit yapılan bu ev, ne yazık ki günümüzde tamamen yıkılmış ve yerine hac otobüsleri için bir garaj inşa edilmiştir.
Not: Bu yazı, Kur’an-ı Kerim Atlası (s.387–392) kaynak alınarak hazırlanmıştır.
Umre ve Haç turlarımızla, kutsal topraklarda unutulmaz bir deneyim yaşayın. İmanınızı tazeleyin, manevi yolculuğunuzda rehberliğimizle huzuru bulun. Sizi bekleyen kutsal bir seyahate adım atın.
Eposta üyeliği ile bizlerden ve turlarımızdan haberdar olabilirsiniz.