GEZİLECEK YERLER
Arafat
Vakfesi
Arafat vakfesi, Zilhicce’nin 9. günü öğle vakti ile akşam ezanı arasındaki sürede yapılır. Bu süre içerisinde Arafat’ta bulunmak, haccın farzlarından biridir. Vakfeye katılmayan kişinin haccı kabul olmaz.
Arafat Dağı, Mekke’nin yaklaşık 20 kilometre doğusunda, Hac ibadetinin en önemli durağı olan kutsal bir mekândır. Hac ibadetini eda eden milyonlarca Müslüman için Arafat vakfesi, haccın zirvesi olarak kabul edilir. İslam tarihinde derin izler taşıyan bu dağ, hem Kur’an’da hem de hadislerde önemine işaret edilen mübarek bir yerdir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v):
“Hac, Arafat’tır.” (Tirmizî, Hac, 89) buyurarak Arafat vakfesinin haccın en temel şartı olduğunu bildirmiştir.
Bu yazıda Arafat Dağı’nın tarihi, dini, manevi boyutu, hacılara sunduğu deneyimler ve Takva Turizm ile Arafat yolculuğu hakkında geniş bilgi bulacaksınız.
Arafat Dağı: Hac İbadetinin Kalbi ve Manevi Önemi
“Arafat” İsminin Hikmeti
“Arafat” kelimesi, “bilmek, tanımak” anlamına gelen “marifet” kökünden gelir. Rivayetlere göre, yeryüzüne indirildikten uzun süre sonra Hz. Âdem ile Havva Validemiz burada karşılaşmış, birbirlerini tanımış ve kavuşmuşlardır. Bu tanışma anı, Arafat’a adını vermiştir.
Bir diğer rivayette ise, Arafat ismi “itiraf” kelimesinden türemiştir. İnsanlar burada Allah’ın azametini idrak ederek kendi acizliklerini itiraf eder, günahlarını açıklar ve affedilmek için yalvarırlar. Hz. Âdem ve Havva da bu topraklarda şöyle dua etmişlerdir:
“Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik.
Eğer Sen bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen,
mutlaka ziyana uğrayanlardan oluruz.”
(A’râf, 23)
Bu samimi yalvarışlarına karşılık Cenâb-ı Hak, “Artık kendinizi bildiniz” anlamında “‘Araftum” buyurmuştur.